Gist (Gaming İstanbul) nasıldı?

Ocak ayı yerini Şubat’a bırakırken 30 Ocak ve 2 Şubat arasında gerçekleşen Gist (Gaming İstanbul) etkinliğinin de sonuna geldik. Bu etkinliği deneyimleme şansımız oldu ve bununla birlikte asıl meseleye geldik; Gaming İstanbul nasıl geçti? Neler gördük? 

Fuara Giriş

Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğe giden kapıları aştığımızda bizi ilk karşılayan şey rengarenk ve heyecanlı bir insan kalabalığı, büyük bir gürültü ve ses yumağı, bunlarla birlikte önümüzde dikilen kocaman standlar oldu. Bunlara adım attığınızda ilk dikkatinizi çeken şey elbette ki çeşitli serilerden ve oyunlardan, çeşitli, belki de sevdiğiniz karakterleri temsil eden cosplayerlar oluyor. Bu cosplayerların varlığı zaten halihazırda büyük bir renk karmaşası olan etkinliği daha da renkli ve ilginç bir hale getiriyor.  

Gaming İstanbul 2020 Nasıldı? 

İlk izlenimde alabildiğince uzanıyormuş gibi bir görüntü çizen standlar ve etkinliğin boyutları maalesef şöyle bir etrafa bakındığınızda bir anda küçülüveriyor. Gaming İstanbul ne yazık ki bu sene oldukça küçük ve hızlı bir şekilde tüketilebilen bir etkinlik olmuş. Etkinliğin en olumsuz yanı kesinlikle sesti. Devasa bir gürültü kirliliğinin içinde buluyorsunuz kendinizi. Redbull ve Monster sürekli bangır bangır müzik çalıyor. Bu müzik ve ses kirliliği etkinliğin ana ögelerinden birinin de önüne geçiyor; iletişim. İnsanların arasındaki etkileşimi düşüren ve konuştuğunuz kişiyi duyamamanıza sebep olan bir gürültü kirliliği söz konusuydu. Keşke herhangi bir müzik yerine 2019’da çıkan oyunların müziklerini kullansalardı diyemeden edemedik. Death Stranding ve Devil may cry 5 müzikleri duymayı çok isterdik. Böyle bir şansı kaçırıp üzerine herhangi bir müzik çalmak “oyun etkinliği” adına ne kadar doğru bilemedik. Bir ana sahne ve üç-dört tane yan sahne vardı. Hepsinde de yüksek sesli spikerler eşliğinde turnuvalar vardı. Hepsinin sesi birbirine karışıyor, fuarda gezerken rahatsız oluyordunuz. Ses açısından sanki biraz amatör kalıyordu fuar. Bunlar yetmezmiş gibi Monster da hiç bitmeyen yüksek sesli müzikleriyle başınızı ağrıtabiliyordu. Ayrıca tüm bunlar da ortaya dağınık bir fuar çıkartıyordu. Gaming İstanbul, tek ve bütün bir fuar olamamıştı.  

Etkinliğin parlayan yıldızlarından biri ve en heyecan verici kısımlarından biri hepimizin özlemle, çok uzun zamandır beklediği Mount&Blade Bannerlord’u deneme fırsatı sunuyor olmasıydı. Oyunun tam sürümü için çıkış tarihini sorduğumuzda ‘’hazır olduğunda çıkacak’’ cevabı aldığımız ve oldukça da güzel görünen Bannerlord’u deneyimlemek için insanlar sıraya giriyorlardı. Ve beklediğimiz üzere çıktığında oynayacağımız Bannerlord yine hayatımızdan uzun uzun saatleri sırtlayıp götürecekmiş gibi duruyor. 

Gaming İstanbul’un parlayan bir diğer yıldızı da bir kenarda sakin sakin sizi bekleyen Indie kısmıydı. Bu kısma küçük bir dalış yapıp pek çok harika oyunu deneyimledik. Bunlardan en hoşumuza gidenlerden biri souls-like niteliği taşıyan ve bizim gibi souls-like hayranlarının ilgisini üzerinde toplayan Primogenitus Ex Natura isimli oyun oldu. İnsanlar ve doğa arasındaki fikir ayrılığına son vermeyi hedef edinen bir üst insan formunu (Primogenitus) oynadığımız bu oyun oldukça ilgi çekici bir hikayeyi de bünyesinde barındırıyor gibi duruyor. Bu oyunu dener denemez hemen ismini not aldık ve oynamak için dört gözle bekliyoruz.  

Indie standını da geçtiğinizde hiç VR deneyimi edinmediyseniz Beat Saber için sıraya girebiliyor ve VR deneyimini yaşayabiliyordunuz.  Bunun dışında AR deneyimlemek isterseniz de Star Wars Jedi Challenges oyununu deneme şansını yakalayabiliyorsunuz.

Gaming İstanbul 2020’nin en güzel etkinliği ise şüphesiz #Kalkgel’di. 2 Şubat Cumartesi günü akşam 19.00’lara kadar bekleyebildiyseniz bu güzel etkinliği kaçırmamışsınız demektir. Pintipanda, EastergamersTV, Can Sungur ve Boşluk sahneye geldi. Seyircilerle birlikte tatlı bir soru-cevap etkinliği düzenlediler. Playstation oyunları hediye ettikleri küçük bir yarışma da düzenlediler. Çok keyifli ve sıcak bir sohbetti.

Kalkgel için akşama kadar bekleyenleri ve fuarın kapıları kapanana dek orada olanlar için özel Kalkgel Gist rozeti vermeyi de ihmal etmediler.

Başka neler vardı?                                        

Üzülerek söylemeliyiz ki Gist’in bu sene ‘’Gaming’’ niteliği taşıyan kısmı bize göre bu kadardı. Ne Playstation, ne Xbox, ne de Ubisoft bu sene Gaming İstanbul’a katılım göstermemişti. Devasa standlarıyla fuara heyecan katmalarının özlemini duyduk. Onların olmaması fuarı bir hayli küçük gösteriyordu. Tüm bunları tükettiğinizde geriye kalanlar eğer ilginizi çekiyorsa Gran Turismo, Cs: Go, PUBG ve LoL turnuvaları, Just Dance standıydı. Gaming İstanbul’a katılım gösteren ziyaretçilerin pek çoğunun ilgisini hala üzerinde toplayabilse de bize göre Gist’in ne kadar oyun fuarı olduğu ve oyun dünyasına ne kadar katkıda bulunduğu bu noktada tartışılır bir durum.  

1 Yorum

YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu girin.
Adınızı girin